Türkçe, Türk Edebiyatı, Dil ve Anlatım Bilgileri

30 Ocak 2014 Perşembe

İSİMLER ETKİNLİK - 1- İSİM TAMLAMALARI

İSİM TAMLAMALARI

1) Aşağıdaki cümlelerde kullanılan isim tamlamalarını
bulun. 
(Bir cümlede birden fazla isim tamlaması olabilir.) 

a) Eve gelirken tahin helvası alır mısın?

b) Yeni bir yemek masası almayı düşünüyoruz.

c) Yuvarlak masanın etrafında oturmuştuk.

d) Bu sokağın kaldırım taşları yenilenecekmiş.

e) Kar yağışı hafta sonuna kadar devam edecekmiş.

f) Kendime bir keten gömlek almayı düşünüyorum.

g) Depremin etkisi bu bölgede pek fazla olmadı.

h) Derste Türk dilinin dönemlerini inceledik.

i) Arabadan indiğimde orman havasının serinliği
yüzüme çarptı.

j) Öğretmen, ödevin teslim gününü bize duyurdu.

k) Almak istediğim deri ceketlerde indirim başlamış.

l) Sınıfın seviyesi bu sınava göre belirlenecekmiş.

m) Bahçedeki şeftali ağacı çiçek açmış.

n) Palmiye ağaçları bu bölgenin süsüydü adeta.

2) Aşağıdaki cümlelerde isim tamlaması varsa
cümlenin yanına + , yoksa -  işareti koyun. 

a) Fırından yeni çıkmış yemeğin kokusu çok
güzeldi. ( )

b) Her gün yarım saat yürüyüş yapardı. ( )

c) Yeni evimiz deniz kenarındaydı. ( )
d) Uzun yaz günlerinin sıcağı herkesi bunaltıyor.
( )

e) Gelirken sınava giriş kartınızı yanınızda getirin.
( )

f) Galiba düşüncelerini anlayamadı senin. ( )

g) Bu karlı ve soğuk havada dışarı mı çıkacaksın ?
( )

h) Mavi gözleri ışıl ışıl parlıyordu. ( )

i) Okulların açılacağı günü sabırsızlıkla bekliyordu.
( )

j) Üstündeki pembe elbise sana yakışmıştı.( )

k) Vanilya kokulu parfümü çok güzeldi. ( )

l) Dağların doruklarında karlar henüz erimemiş.
( )

m) Yarın arabayı tamire götürmeyi düşünüyorum.
( )

n) Şiddetli rüzgâr her şeyi yerle bir etmişti. (  )

CEVAPLAR: 

1) a) tahin helvası - Belirtisiz
b) yemek masası - belirtisiz
c) masanın etrafı - belirtili
d) sokağın kaldırım taşları - zincirleme
e) kar yağışı, hafta sonu - belirtisiz
f) keten gömlek - takısız
g) depremin etkisi - belirtili
h) Türk dilinin dönemleri - zincirleme
i) orman havasının serinliği - zincirleme
j) ödevin teslim günü - zincirleme
k) deri ceket - takısız

l) sınıfın seviyesi - belirtili
m) şeftali ağacı - belirtili
n) palmiye ağaçları - belirtisiz, bölgenin süsü -
belirtili

2) a) yemeğin kokusu
b) -
c) deniz kenarı
d) yaz günlerinin sıcağı
e) giriş kartı
f) senin düşüncelerin
g) -, h) -, j)-, k) -

l) Dağların dorukları m) -, n) -
Share:

İSİMLER ( ADLAR ) - 2

Varlıklara Verilişine Göre İsimler 

a) Özel İsimler: Sadece bir varlığa ait, benzeri
olmayan tek bir varlığı ifade eden isimlerdir. Örneğin
"kitap" sözcüğünü duyduğumuzda tek bir varlık değil,
benzerleri olan birçok varlık aklımıza gelir. Ancak,
"Yaprak Dökümü" ismi, tek bir varlığı akla getiren bir
özel isimdir. Aynı şekilde "Ayşe" sözcüğü belli bir türdeki
varlıkların ortak ismi olmayıp, tek bir varlığı karşılamak
üzere kullanılan özel isimdir.

Başlıca özel isimler şunlardır:
1) Kişi adları ve soyadları: Halit Ziya Uşaklıgil,
Mehmet Akif Ersoy, Attila İlhan, …
2) Hayvanlara verilen adlar: Karabaş, Pamuk, Tekir, …
3) Ülkelere verilen adlar: Türkiye Cumhuriyeti,
Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, …
4) Millet, boy, devlet adları: Türk, İtalyan; Oğuz,
Kırgız, …
5) Dil ve lehçe adları: Türkçe, İspanyolca; Oğuzca,
Kırgızca, …
6) Din ve mezhep adları: Müslümanlık, Hristiyanlık;
Müslüman, Budist, Katolik, …
7) Yapı, yapıt, gazete ve dergi adları: Orhun Abideleri,
Aşk-ı Memnu, Türk Dili Dergisi, …
8) Kurum ve kuruluş adları: İstanbul Üniversitesi,
Türk Dil Kurumu, …
9) Yer adları (il, ilçe, köy, bölge, semt, cadde,
sokak vb.) ve coğrafya ile ilgili adlar: İstanbul,
Beşiktaş, Taksim Meydanı, Van Gölü, …
10) Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adları: Medeni Kanun, Borçlar Hukuku, …
11) Tarihi olay, çağ, dönem; milli ve dini bayramlarla
bayram niteliği kazanmış gün isimleri:
Kurtuluş Savaşı, İlk Çağ, Tanzimat Dönemi; Ramazan
Bayramı, Öğretmenler Günü, 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı, …
12) Gezegen ve yıldız adları: Dünya, Güneş, Jüpiter

DİKKAT EDELİM: "Dünya, Güneş, Ay" sözcükleri gezegen anlamı
dışında kullanılırsa sözcük küçük harfle başlar.
             Odama güneş vuruyordu.

b) Cins (Tür) İsimleri: Aynı türden varlıklara ortak
olarak verilen isimlerdir. Örneğin "çiçek" sözcüğü
belli bir türdeki varlıkların hepsi için ortak kullanılan
bir isimdir.
Cins isimler, özel isimler gibi bir tek varlığı hatırlatmaz.
"insan, elma, çiçek, dolap" gibi isimleri duyduğumuzda
zihnimizde canlanan, türün genelidir.

Tür isimleri, türün hepsini, bireyini ya da bir kısmını
karşılayacak şekilde kullanılabilir.
Örneğin; "çocuk" sözcüğü,
"Çocuk, annesinin elini bırakıp kaçtı." cümlesinde
yalnız bir çocuğu anlattığından özel,
"Çocuk eğitiminde bunlara dikkat etmelisiniz."
cümlesinde ise tek bir çocuğu değil çocuk türünün tamamını
anlattığından genel anlamlı kullanılmıştır.

DİKKAT EDELİM: Bir tür ismi, yalnız bir varlığı anlatacak
biçimde, onun adı olarak kullanılabilir. Bu
durumda özel isim olur.
"Bahçeyi dolduran renk renk lalelerden
gözlerimi alamıyordum." cümlesinde lale tür
ismi,
"Bu konuyu Lale'ye hiç açmayalım."
cümlesinde Lale özel isim olarak kullanılmıştır.

Varlıkların Oluşuna Göre İsimler

a) Somut İsimler: Duyu organlarından biriyle algılanabilen
varlıkları ifade eden isimlerdir. Bu isimlerin
ifade ettiği varlıkların evrende maddesel olarak
karşılıkları vardır.
Örneğin; toprak, kitap, ışık, rüzgâr, insan, ses,
koku, …
b) Soyut İsimler: Duyu organlarıyla algılanamayan varlıkları ifade eden isimlerdir. Madde biçiminde
değil, sadece zihinde var olan ve sezgi yoluyla algılanan
kavramların isimleridir.
Örneğin; düş, sevgi, hayal, ruh, hüzün, korku, …

DİKKAT EDELİM: Somut isimler, kullanıldıkları yere göre
soyut anlam kazanabilir. Örneğin somut anlamlı
"kalp" sözcüğü,
"Kalpsizin biri olduğunu bilmezdim
onun." cümlesinde soyut anlam kazanmıştır.

c) İş ve Eylem İsimleri: Fiil kök ve gövdelerine
"-mak, -mek, -ma, -me, -ış, -iş" ekleri getirilerek yapılan,
eylemlerin adı olan sözcüklerdir.
Örneğin; düşmek, susmak, bulma, atış,
bakış, …

Varlıkların Sayısına Göre İsimler

a) Tekil İsimler: Aynı türden tek bir varlığı, kavramı
karşılayan, çoğul eki almamış isimlerdir.
Örneğin; dağ, kitap, resim, çiçek, …
b) Çoğul İsimler: Aynı türden birçok varlığı, kavramı
karşılayan, "-lar, -ler" çoğul ekini almış isimlerdir.
Örneğin; kitaplar, dergiler, dağlar, çiçekler, …

Çoğul eki cümleye çoğul anlamı katmanın
dışında başka anlamlar da katabilir.
a) Özel isimlere gelip aile anlamı katar:
Bu akşam, Aliler bize gelecekmiş.
b) Özel isme gelip "… ve benzerleri" anlamı
katar:
Bu ülkede daha nice Mustafa Kemaller
yetişecek.
c) Abartma anlamı katabilir:
Odayı kovalar dolusu suyla temizledi.
d) Geniş zaman anlamı katar:
Yazları İzmir'deki yazlığında kalırdı.
e) Yaklaşıklık anlamı katar:
İstanbul'a geldiğinde beş yaşlarındaymış.
f) Özel isme getirilerek aile, boy, millet anlamında
kullanılır:
Osmanlılar, büyük bir imparatorluk kurmuştur.

c) Topluluk İsimleri: Çoğul eki almadıkları, biçim
olarak tekil oldukları halde çoğul anlam taşıyan,
birden çok varlığı, kavramı anlatan isimlerdir. Örneğin;
"millet" sözcüğü tekil olduğu halde birden fazla
varlığı karşılayan, bir topluluğun adı olan bir sözcüktür.
Aynı şekilde "aile, toplum, kurul, komisyon, tabur,
ordu" sözcükleri de topluluk ismine örnektir.
Bir tür adı ad aktarması yoluyla topluluk
adı olarak kullanılabilir.
Bu sınıf yarın sinemaya mı gidiyor?

İsimler uygulaması için buraya bakınız.


Share:

28 Ocak 2014 Salı

İSİMLER ( ADLAR )

İSİMLER ( ADLAR )

Varlıkların, kavramların dildeki karşılıkları olan sözcüklere
isim (ad) denir. Örneğin "kalem" sözcüğünü
duyduğumuzda, aklımıza "yazı yazmaya yarayan araç"
olan kalem varlığı gelir. Aynı şekilde "masa, ağaç" sözcüklerini
duyduğumuzda da bu varlıkları hatırlarız.
"Öyle, böyle, çünkü, oysaki" gibi sözcüklerse bir
varlığı karşılamaz, sadece sözcükler arasında bağlantı
veya anlam ilgileri kurarlar. Bu bakımdan, isim
oldukları söylenemez.
"Yuvarlak masa, kırık kalem" tamlamalarındaki
"yuvarlak, kırık" sözcükleri ise bir varlığı karşılamayıp
sadece bir varlığın niteliğini belirtmek için kullanıldığından isim değil, sıfattır. 

DİKKAT EDELİM: Bir sözcük cümle içinde farklı görevlerde
kullanılabilir. Sözcüğün türü cümle içindeki
bu kullanıma göre belirlenir.

Örneğin; "karşı" sözcüğü, Karşı kıyıya yüzerek geçti. 
cümlesinde, önündeki “kıyı ” sözcüğünün niteliğini
anlattığından  sıfat, Sabaha karşı bir gürültüyle uyandı. 
cümlesinde sözcükler arasında anlam ilgisi kurmak
için kullanıldığından edat, Seni karşımda görünce şaşırdım.
cümlesinde ise isim görevinde kullanılmıştır. 

İsimler, karşıladıkları anlamlar bakımınından şöyle incelenebilir: 

Varlıklara Verilişlerine Göre
- Özel İsimler ( Adlar)
- Cins İsimleri ( Tür Adları) 

Varlıklıların Oluşuna Göre
- Somut İsimler (adlar)
- Soyut İsimler (adlar) 

Varlıkların Sayısına Göre
- Tekil İsimler (adlar)
- Çoğul İsimler (adlar)
- Topluluk İsimleri (adlar)

Devamı için buraya bakınız.
Share:

26 Ocak 2014 Pazar

10. Sınıf Dil ve Anlatım 2. Dönem 1. Yazılı

10. Sınıf Dil ve Anlatım 2. Dönem 1. Yazılı

1) Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri
doldurun. (10 p)

a) "Birden dışardan acı bir fren sesi duyduk."
cümlesinde "acı" sözcüğü ile …........ yapılmıştır.

b) "Tekerlekler gerideki sararmış yapraklar ile
bir an bütünleşiyor, sonra ayrılığın acısıyla
çığlıklar atarak ayrılıyordu." cümlesinde …..
aktarım vardır.

2) Toros Dağları'nın etekleri ta Akdeniz'den başlar.
Kıyıları döven ak köpüklerle yavaş yavaş yükselir.
Akdeniz'in üstünde daima top top ak bulutlar sallanır.
Kıyılar dümdüz, cilalanmış gibi düz, killi topraklardır.
Killi toprak et gibidir. Bu kıyılar saatlerce
içe kadar deniz kokar, tuz kokar. Tuz keskindir.
Düz, killi topraklardan sonra Çukurova'nın bükleri
başlar. Örülmüşçesine sık çalılar, kamışlar, böğürtlenler,
yaban asmaları, sazlarla kaplı, koyu
yeşil, ucu bucağı belirsiz alanlardır bunlar. Karanlık
bir ormandan daha yabani daha karanlık.

a) Bu parçadan niteleme sıfatlarına beş örnek
bulun. (5 p)

b) Bu parçada bilgi vermek mi, izlenim kazandırmak
mı amaçlanmıştır? Açıklayın. (5 p)

c) Parçada hangi duyu alanlarına ait ayrıntılar
kullanılmıştır? Yazın. (4 p)

..........................................................................
..........................................................................

d) Parçadan isim ve sıfat tamlamalarına üçer örnek
bulun. (6 p)
..........................................................................
..........................................................................
..........................................................................

3) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru sıfatı
kullanılmıştır? (10 p)

A) Bunu bana ne zaman söyleyecektin?
B) Bu otobüs hangi semte gidiyor?
C) Elindeki çiçekleri kim aldı?
D) Bu sözü söylemekteki amacın neydi?
E) Sınav yarın mı yapılacakmış?

4) Taşlar daha yeni yıkanmış sanki. Işıklar çekingen.
Tam ortada sularını kıpır kıpır bir havuza
döken üzgün bir fıskiye. Pis kokulardan ötelerde
kekik dolu yamaçlara dayanmış kıvrım kıvrım bir
deniz kıyısına ulaşmış gibisin.

a) Bu parçada altı çizili sözcüklerin türünü yazın.
(5 p)

..........................................................................
..........................................................................

b) Parçada altı çizili sözcükleri yapılarına göre
inceleyin. (5 p)

..........................................................................
..........................................................................

5) Aşağıdaki cümleleri D / Y olarak değerlendirin.
(15 p)

a) Öykülemede bir görünüş tarif edilirken, betimlemede
amaç, olayları sırasıyla aktarmaktır.
( )

b) Duyu organlarımızla algılayamadığımız varlıkların
isimlerine soyut isim denir. ( )

c) Çoğul eki almadan birden fazla varlığı karşılayan
isimlere topluluk ismi denir. ( )

d) "Masmavi deniz uzun bir kıyı şeridi boyunca
uzayıp giderdi." cümlesinde pekiştirilmiş sıfat
vardır. ( )

6) Tanıdığınız bir kişinin betimlemesini yapın.
(sıfatlardan da yararlanın.) (20 p)

..........................................................................
..........................................................................

7) "Ellerim takılırken rüzgârların saçına
Asıldı arabamız bir dağın yamacına"
Bu dizelerde isim görevinde kullanılmış olan
sözcükleri yazın. (15 p)

..........................................................................
..........................................................................


CEVAPLAR 

1) a) duyular arası aktarım

    b) insandan doğaya

2) a) ak, top top, düz, killi, koyu yeşil, karanlık.

    c) Görme, koklama.

d) İsim tamlamaları: Akdeniz'in üstü, Toros Dağları' nın
     etekleri, yaban asmaları.

    Sıfat tamlamaları: ak köpükler, ucu bucağı belirsiz
    alemler, karanlık bir orman.

3) Cevap: B

4) a) ışıklar - isim

       sularını - isim

       üzgün - sıfat

      kokulardan - isim

      deniz - isim

b) ışıklar - türemiş

    sularını - basit

    üzgün - türemiş

    kokulardan - türemiş

    deniz - basit

5) a) Y,  b) D,  c) D,  d) D


7) ellerim, rüzgârların, saçına, arabamız, dağın, yamacına
Share:

10. Sınıf Dil ve Anlatım 2. Dönem 1. Yazılı

10. Sınıf Dil ve Anlatım 2. Dönem 1. Yazılı

1) Aşağıda açıklayıcı betimlemenin
dört özelliğini yazarak gösterin. (10 p)

........................................
........................................
........................................
........................................


2) Aşağıdaki resimden yola çıkarak bir betimleme   
yazısı yazın. (20 p)

........................................
........................................
........................................
........................................





3) Ahırkapı odun iskelesinden Temel Reis’in kayığına
bindiği zaman karısı Neriman'ı bile hatırlamayacak
kadar şaşkındı. Adaların ışıklarından kurtulup
karanlık denize yönelince bu yolculuğun
sonunda hiçbir kara parçasına ayak basmayacakmış
duygusuna kapılmıştı.

a) Bu parçadaki sıfatları bularak türlerini yazın.
(6 p)
..........................................................................
..........................................................................

b) Bu parçadan isim ve sıfat tamlamalarına ikişer
örnek bularak yazın. (8 p)
..........................................................................
..........................................................................
c) Parçadaki birleşik sıfatı yazın. (4 p)
..........................................................................
..........................................................................

4) Her sabah gözlerimi gökyüzünden gelen paslı
seslerin gıcırtısıyla açıyorum. Sanki binlerce çelik
gibi makas, gökyüzünün lacivertliğini doğramak
için durmadan açılıp kapanarak havada cehennemi
bir gürültü ile çakıyor. Bulutlarsa bir araya
toplanmış, sınırsız bir neşe içinde sokaktan
çekilen el ayağa karşı galibiyetlerini kutluyorlar.

a) Bu parçanın betimlemenin hangi türüne örnek
olabileceğini nedenleriyle yazın. (10 p)
..........................................................................
..........................................................................

b) Parçadan aşağıda istenenlere örnekler bularak
yazın. (10 p)

İnsandan doğaya aktarma:
..........................................................................
Duyular arası aktarma:
..........................................................................
Ad aktarması:
..........................................................................
Benzetme:
..........................................................................

c) Parçadan basit, türemiş ve birleşik yapılı isme
birer örnek bularak yazın. (6 p)

..........................................................................
..........................................................................

5) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik sıfat,
yapılışı yönünden diğerlerinden farklıdır? (10 p)

A) Kırmızı çantalı kız seni sormuştu.
B) Boynu bükük çocuklar vardı sokakta.
C) Yeşil tahtalı sınıfta kimse yoktu.
D) Onu tanırım, iyi kalpli bir insandır.
E) Beyaz renkli çiçek ne güzel açmıştı.

6) Aşağıdaki cümleleri D / Y olarak değerlendirin.
(16 p)

a) Zaman, mekân ve kişiler, öyküleyici anlatımın
ögelerindendir. ( )

b) Olay örgüsü öğretici metinlerde bulunur. ( )

c) Sanatsal metinlerde anlatıcı kurmaca bir kişidir.
( )

d) Varlıkların renk, biçim gibi çeşitli niteliklerini
anlatan sözcüklere isim denir. ( )


CEVAPLAR


1) – Açıklayıcı betimlemede amaç, okuyucuya bilgi
        vermektir.

    – Yazar, betimlediği varlığın kendi üzerinde bıraktığı
       etkileri, izlenimleri, duyguları yansıtmaz.

    – Yazarın amacı, betimlediği varlığı bir fotoğraf makinesi
       tarafsızlığıyla aktarmaktır.

    – Yazar, açıklayıcı betimlemede sanatsal bir söyleyişe
        başvurmaz.

    – Nesnel (objektif) bir anlatım söz konusudur.

    – Betimlemesi yapılan varlığın tek bir özelliği öne
       çıkarılmaz, varlık genel özellikleriyle ele alınır.

    – Amacın bilginin nesnel bir şekilde aktarılması olduğu
       yazılarda, örneğin ders kitaplarında, coğrafi
       metinlerde, tarihi bir olayı anlatan metinlerde bu
       tür betimlemeden yararlanılır.

3) a) karanlık - niteleme

        bu - işaret

       hiçbir - belgisiz

b) İsim tamlamaları: adaların ışıkları, yolculuğun
     sonu

    Sıfat tamlamaları: karanlık deniz, bu yolculuk

    c) hiçbir

4) a) Sanatsal betimlemedir. Yazar, kendi izlenimlerini
        sanatsal bir anlatımla anlatmıştır.

b) İnsandan doğaya aktarma: Bulutlar, bir araya
     toplanmış, sınırsız bir neşe içinde…

Duyular arası aktarım: paslı seslerin gıcırtısı

Ad aktarması: sokaktan çekilen el ayak

Benzetme: Sanki, binlerce çelik gibi makas, gökyüzünün
lacivertliğini doğramak için…

c) basit: gözlerimi

    türemiş: gürültü

    birleşik: gökyüzü

5) Cevap: B

6) a) D, b) Y, c) D, d) Y
Share:

10. Sınıf Dil ve Anlatım 2. Dönem 1. Yazılı

10. SINIF DİL VE ANLATIM 2. DÖNEM 1. YAZILI

1) Küçük, sessiz bir sokaktı burası. Yaz güneşinin
bu yakıcı sıcağı altında etrafta kimseler görünmüyordu.
Bu ıssız pazar günü, yolda birkaç kişiden
başka kimse yoktu. Bütün dükkânların kepenkleri
kapalıydı.
a) Yukarıdaki parçanın anlatım biçimi nedir, nedenlerini
yazın. (7 p)
..........................................................................
..........................................................................
..........................................................................
b) Yukarıdaki parçadan niteleme ve belirtme sıfatlarına
üçer örnek bularak yazın. (9 + 9 = 18 p)
..........................................................................
..........................................................................
..........................................................................
..........................................................................
..........................................................................
..........................................................................
2) Ozan, geleceği önceden sezerek gören, duyuran
kişidir. O hem yasa koyar hem de eski yasalara
karşı çıkar. Yeni yasa getirmek demek eskileri
yürürlükten kaldırmak değil midir?
Yukarıdaki metinde kullanılmış olan adlaşmış
sıfatı bulun. (5 p)
..........................................................................
..........................................................................
..........................................................................
3) Ortalığı yağmur sonrasının serinliği kaplamıştı.
Her şey yağmur sularıyla yıkanmış, temizlenmişti
sanki. Islak bir yolda ağır adımlarla yürüyordum.
Yanımdaki çalıların hışırdaması üzerine
dönüp baktım. Kara bir köpek bana doğru geliyordu.
a) Bu parçada hangi duyulardan yararlanılmıştır,
yazın. (15 p)
1. ........................................................................
..........................................................................
2. ........................................................................
..........................................................................
3 ........................................................................
..........................................................................
b) Parçada altı çizili sözcükler tür bakımından
ne tür sözcüklerdir, yazın. (5 p)
..........................................................................
..........................................................................
c) Altı çizili sözcükleri yapı bakımından inceleyin.
(5 p)
..........................................................................
..........................................................................
4) Aşağıdaki cümleleri Doğru / Yanlış olarak değerlendirin.
(10 p)
a) Betimleyici anlatımda amaç, olayları aktarmaktır.
( )
b) İsimlerin niteliğini anlatan sözcüklere sıfat
denir. ( )
c) Açıklayıcı betimlemede sanat yapma amacı
yoktur. ( )
d) Başarılı bir betimleme iyi gözlem yapabilmeye
bağlıdır. ( )
5) Aşağıdaki cümlelerdeki deyim aktarmalarının
türünü yazın.
a) Tatlı bir sesle beni yatıştırmaya çalıştı.
(…..) (5 p)
b) Hırçın dalgalar büyük bir şiddetle dövüyordu
kıyıları.
(…..) (5 p)
6) "bu" ve "bir" sözcüklerini birer cümlede sıfat
olarak kullanın. (5 + 5 = 10 p)
..........................................................................
..........................................................................
7) Betimlemenin kullanılabileceği üç metin türü
yazın. (15 p)
..........................................................................
..........................................................................



CEVAPLAR 

1) a) Betimleyici anlatım.

    b) küçük, sessiz, yakıcı, ıssız, bir, bu, birkaç, bütün

2) eskileri

3) a) dokunma, işitme, görme

    b) serinlik - isim
         her - sıfat
         sularıyla - isim
         adımlarla - isim
         kara - sıfat

c) serinlik - türemiş

    her - basit

    sularıyla - basit

    adımlarla - türemiş

    kara - basit

4) a) Y, b) D, c) D, d) D

5) a) duyular arası aktarım

    b) insandan doğaya aktarım

7) roman, hikâye, gezi yazısı betimlemenin kullanıldığı
    türlerden bazılarıdır.
Share:

25 Ocak 2014 Cumartesi

Yapılarına Göre Zamirler

Yapılarına Göre Zamirler  

Zamirler yapılarına göre üç grupta incelenir:

a) Basit Zamirler: Zamir olarak kullanılan kök
halindeki sözcüklerdir: ben, sen, o, bunlar, şunlar, onlar,
biri…

b) Türemiş Zamirler: Bazı zamirlere yapım eki
getirilerek türemiş zamir oluşturulabilir: benimki, sizinkiler…

c) Birleşik Zamirler: İki sözcüğün birleşip kalıplaşmasıyla
oluşan zamirlerdir: birçoğu, hiçbiri, birkaçı, birazı...
Share:

Ek Halindeki Zamirler

Zamir Özelliği Taşıyan Ekler 

İsim çekim eklerinde belirtildiği gibi, iyelik ekleri
ile aitlik eki (-ki) bir ismin veya isim unsurunun yerini
tutabilir. Bu nedenle bu eklere, ek durumundaki zamirler
denebilir.

a) Aitlik eki -ki'ye ilgi zamiri de denir; cümledeki
bir ismin ya da isim unsurunun yerine kullanılır.

Benim ayakkabım idare eder, seninki eskimiş.
(-ki eki "ayakkabı" yerine kullanılmış.)

b) İyelik eklerine iyelik zamirleri de denebilir.
Bu ekler,bir varlığa, kavrama sahip olanı anlatır.
Altı şahsa göre değişen iyelik ekleri, eklendikleri
sözcüklere, "benim, senin, onun, bizim, sizin, onların"
anlamlarından birini katar; bu sözcüklerin yerini tutabilir.

evim (benim ev), kedisi (onun kedisi), dedeleri ( onların dedesi )


Share:

Zamir ( Adıl )

ZAMİRLER

Zamirler, kendileri isim olmadıkları halde ismin
yerine geçerek isim gibi kullanılan sözcüklerdir.
Zamirler, varlıkların, kavramların adı yerine,
cümlede daha önce geçen bir adı karşılayacak bir şekilde
kullanılır.
Örneğin; "Çocukluğumda Ankara'da üç yıl kaldık;
ama daha sonra oraya hiç gitmedim" cümlesinde
"oraya" sözcüğü "Ankara" isminin yerine kullanılmıştır.
"Akşamki konsere Ayşe' yi de çağıralım, belki o
da gelir." cümlesinde "o" sözcüğü "Ayşe" isminin yerine kullanılmış olan bir zamirdir. 

NOT: Zamirler, isimlere gelen çekim eklerini alabilir. Tekil veya çoğul olarak kullanılabilir. 

Zamirler dört grupta incelenir: 

1) Kişi zamirleri 
2) İşaret zamirleri
3) Belgisiz zamirler
4) Soru zamirleri  

1. Kişi (Şahıs) Zamirleri 

• İnsan adlarının yerine kullanılan zamirlere kişi zamiri
denir. Eylemi gerçekleştiren altı şahıs, bunların
adları yerine kullanılan altı şahıs zamiri vardır: 

1. tekil kişi zamiri: ben
2. tekil kişi zamiri: sen
3. tekil kişi zamiri: o
1. çoğul kişi zamiri: biz
2. çoğul kişi zamiri: siz
3. çoğul kişi zamiri: onlar 

• Dönüşlülük Zamiri denen "kendi" sözcüğü iyelik
eki alarak kişi zamirlerinin yerine kullanılan bir
zamirdir.

Kendim yaptım.
Kendin aradın.
Kendisi istemedi.
Kendimiz çözümleriz.
Kendiniz karar verin.
Kendileri bu sonucu hazırladı. 

"Kendi" zamiri kişi zamirleri yerine kullanılmasının
dışında zamirlerin anlamını güçlendirmek (pekiştirmek)
için diğer kişi zamirleriyle birlikte kullanılabilir. 

Sen kendin söyle.
O kendisi gitsin.
Yemeği ben kendim yaptım. 

NOT: Kişi zamirleri isimlerin aldığı çekim eklerini
alarak (iyelik eki dışında) ismin bütün
görevlerini üstlenebilir. Tamlamalarda tamlayan
olabilir.
"ben" ve "sen" kişi zamirleri yönelme
durum eki aldığında ünlü değişimine uğrayarak
"bana" ve "sana" şekline dönüşür. 

2. İşaret Zamirleri 

Varlıkları, kavramları gösterme yoluyla karşılayan,
onların adı yerine kullanılmış zamirlerdir:
Bu, şu, o; bunlar, şunlar, onlar; ora, bura, şura;
öteki, beriki, böylesi, öylesi, öbürü, diğeri… 

Bunu alıp oraya koyar misin?
Ötekileri daha çok beğenmiştim.
Her gün oradan gelmek zor olmuyor mu?
Böylesine güven olmaz.
Bunları ona da söyledin mi?
Onu koltuğun yanına koyalım. 

DİKKAT EDELİM: "o" ve "onlar" sözcükleri hem kişi zamiri
hem işaret zamiri olarak kullanılabilir. Bu
sözcükler insan adı yerine kullanılırsa kişi
zamiri, bir varlığın, kavramın adı yerine kullanılırsa
işaret zamiridir.
Onu buzdolabına koydum.
işaret zamiri
Onun olanlardan haberi var mı? 
kişi zamiri                                                 

DİKKAT EDELİM 2: "Bu, o, diğer, öyle" gibi bazı sözcükler
işaret sıfatı veya zamiri olarak kullanılabilir.
Bu sözcükler isimden önce geldiğinde sıfat,
çekim eki aldığında ise işaret zamiridir.

Öyle insanlara güvenme.
işaret sıfatı
Öylelerine güvenme.
işaret zamiri
Bu sorular zor.
işaret sıfatı
Bunlar zor.
işaret zamiri 

“Bu, şu, o” çekim eki almadan da zamir görevinde
kullanılabilir.
 "Bu taşındır." diyerek Kabe' yi diksem başına. (Mehmet Akif Ersoy)  

3. Belgisiz Zamirler 

Hangi varlığın adı yerine kullanıldıkları açıkça belli
olmayan zamirlerdir:
biri, birçoğu, birkaçı, hepsi, herkes, bazıları, her
biri, çoğu, birtakımı, başkası, kimi, kimileri, hiçbiri,
herhangi biri, hepiniz, öteki, falan, filan, şey… 

Bazıları bu sınava girmedi.
Birkaçı gelip seni sordu.
Yarın hepinizi yemeğe bekliyorum.
Herkes bu konuda beni destekledi. 

DİKKAT EDELİM: Belgisiz sıfatlar tek başlarına kullanıldıklarında veya çekim ekleri aldığında belgisiz
zamir olur. 

Birçok insan umutla bekliyor.
belgisiz sıfat
Birçoğu umutla bekliyor.
belgisiz zamir
Hiçbir soruyu yapamamış.
belgisiz sıfat
Sorulardan hiçbirini yapamamış.
                   belgisiz zamir 

4. Soru Zamirleri 

İsimlerin yerini soru yoluyla tutan zamirlere soru
zamiri denir.
Asıl soru zamiri "kim" ve "ne" sözcükleri ile bunların
ek almış biçimleridir: kimi, neyi, kime, nereye,
nereden…

Bu iş için kimi aramalıyım?
Haberi sana kim verdi?
Ona ne söylemeliyim?

Hangi ve kaç gibi soru sıfatları çekim eki aldığında
soru zamiri olur.
Gelmesine kaç gün kalmış?
               Soru sıfatı
Bugün derse kaçı gelmedi?
                  Soru zamiri
Hangi okula gidiyormuş?
Soru sıfatı
Hangisiydi seninle konuşan?
Soru zamiri              

Bir soru cümlesinde soruyu cevapladığımızda
soru sözcüğünün yerine sıfat
geliyorsa soru sıfatı, zamir veya isim geliyorsa
soru zamiri kullanılmıştır. 

Örneğin,
    Bugün hangisi gelmedi?
    Bugün o gelmedi.
( Soru cümlesinin cevabı zamir olduğu
için soru zamiri kullanılmıştır. )
    Hangi öğrenci gelmedi?
    O öğrenci gelmedi.
( Soru sözcüğünün yerine sıfat geldiği için soru sıfatı kullanılmıştır. )

Ek halinde zamirler için buraya bakınız.

Zamirde Yapı için buraya bakınız.
Share:

Coşku ve Heyecana Bağlı Anlatım

Coşku ve Heyecana Bağlı Anlatım

Coşku ve heyecana bağlı anlatım, kişisel duyguların
mecaz ve soyut anlamlar kullanarak etkileyici bir
şekilde ifade edildiği anlatım türüdür. Coşku ve heyecana
bağlı anlatımda heyecan, mutluluk veya mutsuzluk
ifade eden; dini duyarlılık, derin düşünce, yüceltme
gibi durumları dile getiren ifadeler kullanılır.
Bu metin türlerinin ortak özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

• Coşku ve heyecana bağlı metinlerin çıkış noktası,
yazarın kendi duygu ve düşünceleridir. Yazar,
metnini oluştururken kendi duygularından, yaşadıklarından
yararlanır. Roman ve öykü gibi kurmaca
türlerde yazar, kendi yarattığı bir kahramanın duygu ve düşüncelerini anlatırken, coşku ve heyecana
bağlı metinlerde kendi duygularına yer verir.

• Coşku ve heyecana bağlı anlatım, yazan kişinin
duygularından yola çıkılarak oluşturulduğu için
"ben" ve "biz" zamirlerinden sıkça yararlanılır.

• Coşku ve heyecana bağlı metinlerin yazılış amacı,
duyguları okuyucuya hissettirebilmek, onda
coşku ve heyecan uyandırabilmek ve ona edebi
bir zevk verebilmektir.

• Coşku ve heyecan dile getiren metinlerde iletilmek
istenen anlam kadar metnin hangi sözcüklerle
oluşturulduğu, bu sözcüklerin sağladığı ahenk
de önemlidir. Bu yüzden duygular kafiye, redif, ölçü
gibi ahenk ögeleri kullanılarak dile getirilir ve
bu, anlatılanın daha etkileyici bir şekilde aktarılmasını sağlar.

• Coşku ve heyecana bağlı anlatımlarda değişik
yapıda cümleler kullanarak düz yazıdan farklı bir
anlatım oluşturulması sağlanır. Devrik cümleler,
eksiltili cümleler, soru cümleleri gibi farklı söyleyişler
söyleyişe ahenk katan unsurlardır.

• Coşku ve heyecana bağlı metinler genellikle dilin
şiirsel işlevinden ve heyecana bağlı işlevinden
yola çıkılarak oluşturulur.

• Coşku ve heyecana bağlı anlatım; şiir, şiirsel
özellik taşıyan düz yazı şeklinde yazılan mensur
şiir türünde, roman, hikâye, tiyatro gibi türlerde
kullanılır.

• Coşku ve heyecana bağlı metinler, şiir şeklinde
yazılacağı gibi düz yazı şeklinde de yazılabilir.
Düz yazılarda da coşku ve heyecan bildiren ifadelere
yer verilebilir. Örneğin bir hikâyede veya romanda da coşku ve
heyecana bağlı anlatım kullanılabilir.
Share:
YGS, LYS ve TEOG sınavlarına yönelik Türkçe soruları ,

Çok yakında sizlerle...


Share:

CUMHURİYET DÖNEMİ KİTAP ÖZETLERİ

CUMHURİYET DÖNEMİ KİTAP ÖZETLERİ

Bu yazıyı video olarak görüntülemek için buraya tıklayınız.

Bereketli Topraklar Üzerinde
Orhan Kemal

Toplumsal gerçekçi sanat anlayışının başarılı bir
örneği olan eser, Orhan Kemal’in en güçlü romanların
dandır.Eserin konusu, Çukurova’daki işsizlik, insan
sömürüsü, yaşamak için direnen insanlardır.
Anadolu köylerinden Çukurova’ya gelen üç
gurbetçinin mücadelesi sosyal - gerçekçi yaklaşımla
anlatılmıştır. Romanda canlı bir anlatım, sağlam bir
kompozisyon vardır.

Anayurt Oteli
Yusuf Atılgan 

Anayurt Oteli’nin kâtibi Zebercet, bir gün otele
gelip bir gece kalan bir kadından etkilenmiştir.
Zebercet, artık vaktini bu kadını bekleyerek geçirmeye
başlamıştır. Gelen müşterileri geri çevirmeye
başlar ve sonunda iyice bunalıma girerek kendini
asar.

Yılkı Atı
Abbas Sayar

Romanda, gençliğinde el üstünde tutulan Doru
kısrağın yaşlanınca gözden çıkması ve dağlara terk
edilmesi anlatılmaktadır. Roman, kahramanların
atlar olması bakımından farklı bir özellik taşır.
Gerçekçi ve canlı tasvirlerle var olan bütün gerçekliğiyle
resmedilir.
İbrahim, kışın gelmesiyle hayvanları için yeterince
kışlık saman hazırlayamadığını düşünmektedir
ve onu yılkıya (kırda başıboş dolaşmaya) bırakmaya karar
verir.Bu durumu kabullenen
Doru kısrak, kendisi gibi yılkıya bırakılmış Çılkır' la karşılaşır.
Daha sonra Doru’yu geri almak isteyen İbrahim,
yavrusu Altay ile Doru’yu almaya gider. Fakat Doru,
Altay ile birlikte kaçar.

Kaplumbağalar
Fakir Baykurt 

Kaplumbağalar, Türk köylüsünün yaşamından
bir kesit yansıtan, Türk köylüsünün çalışma azmine
olan inancın romanıdır.
Roman, Anadolu’da Ankara yakınlarındaki bir
köyde geçer. Tozak; kurak, yeşilliği olmayan, yoksul
bir köydür. Köyde yaşayan kaplumbağalar da herkes
gibi suyun, yeşilliğin özlemini çekmektedir. Köylüler
Öğretmen Rıza’nın teklifiyle köyde bulunan boş bir
araziyi üzüm bağı yapmaya karar verir. Köydeki
insanlar gibi kaplumbağalar da yeşilliğe ve serinliğe
kavuşmuştur. Bir gün köye kadastro memurları gelir.
Köydeki bağın devlet arazisine ait olduğu ortaya
çıkar. Köylü bağı kaybetme noktasına gelir. Köylü,
çok uğraşsa da bir sonuç elde edemez.

Bir Bilimadamının Romanı
Oğuz Atay

Biyografik bir roman olan “Bir Bilimadamının
Romanı”nda bilimsel çalışmalarıyla önemli bir isim
olan Prof. Dr. Mustafa İnan’ın hayatı anlatılır. Roman
yazması Oğuz Atay’a TÜBİTAK tarafından teklif
edilmiştir. Romanda yoksul bir çocukluktan başlayarak
tüm zorluklara rağmen yılmadan profesörlüğe
yükselmesi ve ülkemizde bilim insanlarının karşılaştığı
zorluklar anlatılır.

Kalpaklılar
Samim Kocagöz 

Samim Kocagöz, Kalpaklılar romanında
Kurtuluş Savaşı’nı, Milli Mücadele’yi ve Kuvayi
Milliye’yi anlatır.
İzmir, düşman askerleri tarafından işgal edilmek
üzeredir. Herkes ümitsizdir. Yetkililer, İstanbul
hükümetinden aldıkları emirle bu duruma sessiz
kalmaktadır. Teslim olmak istemeyenler Redd-i İlhak
Cemiyeti’ni kurar.
Hasan Tahsin, vatan için her þeyi göze almıştır.
Yunan askerleri, şehre girip birçok insan öldürmüştür.
Arkadaşı Yusuf da İzmir’deki bu duruma
dayanamaz, Milli mücadeleye katılmak için
Anadolu’ya geçer.
İstanbul hükümeti ise düşmanla işbirliği
içindedir. Talip, İstanbul hükümetinin planlarını
öğrenmek için Damat Ferit Paşa’ya yakın bir kişinin
kızı ile arkadaş olur.
Bu arada Anadolu’da Kuvayi Milliye, iyice ilerlemiştir.
İstanbul hükümeti Mustafa Kemal ve yanlıları
için idam kararı çıkarır. Yusuf ve arkadaşları idam edilmek
üzere götürülür.

Sahnenin Dışındakiler
Ahmet Hamdi Tanpınar

Roman, Milli mücadele yıllarını sahnenin içi ve
dışı olarak iki cepheden yansıtır. Bir yanda İstanbul,
bir yanda da Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı Anadolu.
Yazar, Kurtuluş Savaşı dönemi İstanbul ve
Anadolu’yu gerçekçi bir dille yansıtır.

Sokakta
Bahaeddin Özkişi 

1975 Peyami Safa roman yarışmasında başarı
ödülü almıştır. Türkiye’nin son yüzyıl içinde yaşadığı
değişmeleri ele alan, fantastik unsurlar taşıyan
romanda olaylar, cinlerin işlediği varsayılan bir
cinayetin etrafında kurgulanır. Bir sokak çevresinden
başlayarak toplumdaki değişme ve bozulmalar ele
alınır.

Karartma Geceleri
Rıfat Ilgaz 

Roman, 1940’lı yılların İstanbul’unu ve çekilen
sıkıntıları anlatır.
Romanda, Türkçe öğretmeni olan Mustafa
Ural’ın yaşamı anlatılır. Mustafa Ural, bir şiir kitabı
yazmış ancak bu kitap toplatılmıştır. Bir gün yolda bu
kitabı okumuş olan bir öğrencisiyle karşılaşır. Eve
döndüğünde polislerin onu beklediğini görür.
Mustafa için tutuklama kararı çıkartılmıştır. 2,5 ay
polislerden kaçar. Sonunda yakalanmayacağına inandığı
bir zamanda tutuklanır.

Yedinci Gün
Orhan Hançerlioğlu

Yedinci Gün, yüksek mevkide çalışan bir devlet
memurunun yedi günlük yaşamından bir kesit sunar.
Yazar, bir insanın hayatının yedi günlük bir zaman
diliminde nasıl değişeceğini anlatır.
Ömer, monoton geçen yaşamından sıkılmakta
ve yaşamına son vermeyi düşünmektedir. Fakat
buna cesaret edemez. Ankara’yı kimseye haber vermeden
terk edip İstanbul’a gelir. İstanbul’da
tesadüfen eskiden sevdiği Gönül’le karşılaşır. Onun
sayesinde vazgeçtiği hayata yeniden tutunur.

İbrahim Efendi Konağı
Samiha Ayverdi

Büyük bir mirasın sahibi olan İbrahim Efendi ve
ailesi büyük bir konakta yaşamaktadır. Lüks içinde
yaşanan bu hayat İbrahim Efendi’nin ölümüyle son
bulur. Konağın idaresini kızı Şevkiye Hanım üstlenir.
Şevkiye Hanım, bu işlerden anlamaz ve gelirleri gitgide
azalır. Kahyaları Zaim Bey onu kandırarak
bütün servetini eline geçirir. Şevkiye Hanım ve
kardeşi Şükriye Hanım, yoksulluk içinde Fatih’te
kiraladıkları bir eve taşınırlar.

Drina’da Son Gün
Faik Baysal 

Romanda, ilk kez bir Türk yazarı yurtdışında
geçen olayları çarpıcı bir dille anlatmıştır. Roman,
Yugoslavya’da birbirine geçmiş iki plan ekseninde bir
ailenin yaşamı ve II. dünya savaşı sırasında zulüm
gören Türklerin yaşam mücadelesini etkileyici bir
şekilde anlatmaktadır.

Cemo
Kemal Bilbaşar 

Romanda küçük yaşta annesini kaybeden Cemo
ile babası Cano’nun hikâyesi anlatılır. Roman, erkek
gibi yetiştirdiği kızı Cemo’yu Memo ile evlendirmesi
sonucu gelişen olaylar ve bir taraftan da ağalık
düzeninin sorunları, aşiret töreleri gerçekçi bir dille
anlatılır.

Share:

Anlatımda Bakış Açıları

Öyküleyici Anlatımda Bakış Açıları

Edebi metinlerde anlatıcı, üç temel bakış açısının birinden yola çıkarak olay, mekân, zaman ve kişileri anlatır:

1) İlahi Bakış Açısı 

Anlatımda her şeye hâkim olan, kahramanların iç dünyalarına ve zihinlerine giren bakış açısıdır. Anlatıcı, kişilerin gizli kalmış duygu ve düşüncelerini, onların geleceğini,neler yaşayacağını bilir.

2) Kahraman Bakış Açısı 

Metin kişilerinden birinin aynı zamanda metnin anlatıcısı olduğu bakış açısıdır.

3) Gözlemci Bakış Açısı 

Anlatıcının bir kamera tarafsızlığıyla metinde olanları ifade ettiği bakış açısıdır. Anlatıcı,
kişilerin iç dünyasını bilmez, onları dışarıdan gözlemleyen bir kişi gibidir.

ÖRNEK 

1) İlahi Bakış Açısı 

Saat dokuz vapurundan yeni inmişti.
Yağmur yavaş yavaş yağıyordu. "Yine yağmurlu
bir hava …" diye düşündü. Böyle günleri hiç sevmezdi.
Kapalı havalar ona hep sıkıntı verirdi.
İçinde toplantıya geç kalmış olmanın telaşı vardı.
Oysa o gün diğerlerinin de kendisi gibi geç
kaldığını bilmiyordu. "Acele etmeliyim." diye düşünerek hızlı adımlarla yürüdü.

2) Kahraman Bakış Açısı 

O gün vapurdan indiğimde yağmurun
başlamakta olduğunu gördüm. Hemen çantamdan
şemsiyemi çıkardım. Saatime baktım, dokuza
geliyordu, geç kalmak üzere olduğumu düşündüm.
Hızlı hızlı yürümeye başladım.

3) Gözlemci Bakış Açısı 

Vapurdan inen genç kız bir an etrafına
bakındıktan sonra çantasından şemsiyesini çıkarıp
açtı, yürümeye devam etti. Saatine baktı.
Bir yerlere geç kalmış olduğunu düşünmüş olmalı
ki adımlarını hızlandırarak yürümeye devam
etti.
Share:

Pekiştirme Sıfatları

Sıfatlarda Pekiştirme 

Bir sıfat gerektiğinde anlamı güçlendirilmiş şekilde
kullanılabilir. Bu tür sıfatlara pekiştirme sıfatı denir.
Sıfatlarda pekiştirme iki şekilde yapılır:

1) Pekiştirme sıfatı yapmak için, niteleme sıfatının
ilk ünlüsüne kadarki bölümü alınır, buraya m, p,
r, s ünsüzlerinden uygun olanı getirilerek sözcük
tekrar edilir. Böylece bir niteleme sıfatı oluşturulur.

 Örneğin;
 sapsarı üzüm
 apaçık söz
 ipince kazak
 dümdüz yol
 çırçıplak doğa

Pekiştirme sıfatlarında sıfatın başına
eklenen hece ile sıfat arasına bazen bir ünlü
girer.
  yap-a-yalnız insan
  çep-e-çevre orman
  sap-a-sağlam kazak

2) İkilemeler kullanılarak sıfatın anlamı pekiştirilebilir.
       yalan yanlış söz
       ışıl ışıl gökyüzü
       eğri büğrü yol

• İkilemelerin arasına mi edatı getirilerek de pekiştirme yapılabilir.
   güzel mi güzel elbise
   kolay mı kolay soru
   tatlı mı tatlı yemek
Share:

Adlaşmış Sıfat

Sıfatlarda Adlaşma 

Niteleme sıfatları, bir adla birlikte kullanılır.
Önündeki ad kaldırıldığında o sözcük adlaşır. Ayrıca
çekim eki alan tüm niteleme sıfatları da sıfat özelliğini
yitirerek adlaşır. Böyle sıfatlara adlaşmış sıfat
denir.
Adlaşmış sıfatlar, cümlede isim görevindedir.

           Kötüyü sevmem.
            kötü insanları
           Yaşlılar bu havalarda dışarı çıkmasın.
             yaşlı insanlar 

DİKKAT EDELİM: Belirtme sıfatları çekim eki aldığında
adlaşmış sıfat değil zamir olur.

birçok öğrenci → birçoğu
sıfat                     zamir
birkaç kitap → birkaçı
sıfat                 zamir
Share:

24 Ocak 2014 Cuma

Belirtme Sıfatları - 2

Belirtme Sıfatları - 2 

c) BELGİSİZ SIFATLAR:
Varlıkları belli belirsiz belirten sıfatlardır.
      biraz su
      birçok öğrenci
      birtakım olaylar
      her insan
      birkaç kitap
      çok iş
      az para
      bazı sorular
      herhangi bir konu
      kimi insanlar
      nice yıllar
      hiçbir soru  

DİKKAT EDELİM: "Bir" sözcüğü hem belgisiz sıfat hem
sayı sıfatı olarak kullanılabilir. "Bir" sözcüğü
"tek" anlamında sayı bildirecek şekilde kullanılırsa
sayı sıfatıdır, sayı bildirmiyorsa "herhangi
bir" anlamındaysa belgisiz sıfattır.
Bana bir gün sonra gelecekler. cümlesinde sayı sıfatı
Bir gün ben de ona gideceğim. cümlesinde belgisiz sıfattır. 

Belgisiz sıfatlar tek başlarına ya da çekim
eki alarak kullanıldıklarında belgisiz zamir
olur.

Kimi insanlar sorumluluktan kaçar.
Belgisiz sıfat
Kimileri sorumsuzdur.
Belgisiz zamir
Birçok öğrenci bu sınava girmedi.
Belgisiz sıfat
Birçoğu bu sınava girmedi. 
Belgisiz zamir 

d) SORU SIFATLARI
Varlıkları soru yoluyla belirten sıfatlara soru sıfatı
denir.
Soru sıfatıyla sorulan sorulara verilen cevap da
bir sıfattır. Soru cümlesini soru sözcüğünün yerine bir
sözcük koyarak cevapladığımızda bu sözcük sıfat türündendir.

Okulu bitirmene kaç yıl kaldı?
İki yıl kaldı.
Sıfat

Hangi öğrenci bu soruyu cevaplayabilir?
Şu öğrenci cevaplayabilir.
Sıfat

Kaç saat ders çalıştın?
İki saat ders çalıştım.
Sıfat

e) UNVAN VE SAYGI SIFATLARI
Kişi adlarından önce ya da sonra gelerek kişinin
mesleğini, rütbesini, toplumsal konumunu, lakabını
bildiren sözcüklere ünvan sıfatı denir.
       Ahmet Paşa
       Sultan Selim
       Doktor Elif
       Deli İbrahim
       Avukat Dilek  

DİKKAT EDELİM: Sıfatlar isimlerden önce gelir; ancak unvan ve
saygı sıfatları isimlerden sonra kullanılabilir:
       Dün öğretmen Ayşe geldi.
       Dün Ayşe öğretmen geldi.

Adaşmış sıfatlar için buraya tıklayınız.

Pekiştirme sıfatları için buraya tıklayınız.

Sıfat türleri soruları için buraya tıklayınız.

Share:

Belirtme Sıfatları

Belirtme Sıfatları  

Varlığı veya kavramı sayısıyla, gösterme yoluyla,
soru olarak ya da belirsizlik yönüyle belirten sıfatlara
belirtme sıfatı denir.

Belirtme sıfatları 5 grupta incelenir: 

Sayı sıfatları, işaret sıfatları, belgisiz sıfatlar, soru sıfatları, unvan ve saygı sıfatları.

a) SAYI SIFATLARI: Varlıkların, kavramların
sayısal özelliklerini belirten sıfatlara sayı sıfatı denir.

Sayı sıfatları beş grupta toplanabilir: 

1) Asıl sayı sıfatı: Varlıkların sayısını bildiren sıfatlardır.
İsme sorulan "Kaç?" sorusunun cevabı asıl sayı
sıfatıdır.
          iki yol
          üç elma
          yedi öğrenci
          yüz soru

2) Sıra sayı sıfatı: Varlıkların, kavramların sırasını
belirten sözcüklerdir. Sayı bildiren sözcüklere -nci eki
eklenerek yapılır. İsimlere sorulan "Kaçıncı?" sorusunun
cevabıdır.
          ikinci sıra
          üçüncü çocuk
          yüzüncü yıl
          sekizinci soru 

"ilk" ve "son" sözcükleri sıra sayı sıfatı olarak kullanılabilir:
           ilk gün
           son bölüm
           ilk gösteri
           son söz 

3) Kesir sayı sıfatı: İsimleri kesir sayıları kullanarak
belirten sıfatlardır.
            dörtte bir ekmek
            çeyrek elma
            yüzde on zam
            onda iki kâr
            yarım limon 

4) Üleştirme sayı sıfatı: Varlıkları ve kavramları bölüştürme,
paylaştırma anlamı vererek belirten sözcüklerdir.
Sayı bildiren sözcüklere "-ar, -er" ekleri getirilerek
yapılır. İsme sorulan "Kaçar?" sorusunun karşılığıdır.
            üçer kitap
            onar adım
            yedişer lira 

5) Topluluk sayı sıfatları: Bazı sayı bildiren sözcüklere
"-z" eki eklenerek türetilen sözcüklerdir.
           ikiz çocuklar
           dördüz kızlar  

b) İŞARET (GÖSTERME) SIFATLARI 

Varlıkları, kavramları işaret ederek gösterme yoluyla
belirten sıfatlara işaret sıfatı denir.
            bu ev
            diğer araba
            öyle insanlar
            o çocuk
            şu sınıf
            öteki gün
            oradaki dükkan

Bulunma durumu eki (-de, -da) ile birlikte sıfat
yapım eki "ki" yi alan sözcükler bir ismi belirtecek şekilde
kullanılırsa işaret sıfatıdır.
          çiçekteki koku
          elindeki kitap

DİKKAT EDELİM: İşaret sıfatı olarak kullanılan sözcükler
çekim eki alarak kullanılırsa işaret sıfatı değil, işaret zamiri olur.
Örneğin,
Öylesini bulamazsın.
Bunu çok beğendim.
Şurayı temizleyin.
cümlelerinde çekim eki eklenerek kullanılan
işaret sözcükleri sıfat değildir, zamirdir.

Devamı için buraya tıklayınız.
Share:

Niteleme Sıfatları

Niteleme Sıfatları 

1) Niteleme Sıfatları
Bir isimden önce gelerek onun karşıladığı varlığın
renk, biçim, durum gibi niteliklerini bildiren sözcüklere
niteleme sıfatı denir.
        Örneğin; masmavi gökyüzü
                       çalışkan çocuk
                       parlak yıldız
                       kolay soru
                       kırık masa 

DİKKAT EDELİM: "Nasıl?" sorusu fiile veya fiilimsiye sorulduğunda alınan cevap zarf (belirteç) olur. 

Belirtme sıfatları için buraya tıklayınız.
Share:

SIFATLAR

SIFATLAR 

Varlıkları karşılayan sözcüklere isim denir. Örneğin; elbise sözcüğü bir varlığı ifade eden bir isimdir. Bu varlığın çeşitli özelliklerini
söylemek istediğimizde ise sıfatlardan yararlanırız.
Yani, kırmızı elbise, kısa elbise, şık elbise, birkaç
elbise söz gruplarındaki kırmızı, kısa, şık, birkaç
sözcükleri elbise isminin özelliğini anlatmak için kullanılmaktadır.

Bir isimden önce gelip onun karşıladığı varlığın,
kavramın niteliklerini anlatan veya karşıladığı varlığı,
kavramı belirten sözcüklere sıfat denir.

Sıfatların çok geniş bir kullanım alanı vardır.
Çünkü varlıkların sayısız niteliği vardır ve bir varlığın
diğerlerinden ayrılan yönlerini göstermek için sıfat
kullanmak gerekir.

Hiçbir sözcük tek başına sıfat olamaz. Bir sözcüğün
sıfat sayılabilmesi için bir isimden önce kullanılması,
ismi nitelemesi veya belirtmesi lazımdır.

Örneğin; soğuk sözcüğü,  
Soğuk su istiyorum, cümlesinde suyun niteliğini
anlattığından sıfattır.
Bize soğuk davrandı, cümlesinde eylemin niteliğini
anlattığından zarftır.
Çocuğu soğuktan koruyun, cümlesinde bir kavramın
adı olduğundan
isimdir.  

Sıfatlar iki ana grupta toplanır:
1) Niteleme Sıfatları
2) Belirtme Sıfatları

DİKKAT EDELİM: Bir sözcük yalnız niteleme sıfatı almışsa nitelenmiş, yalnız belirtme sıfatı almışsa belirtilmiştir.
Niteleme ve belirtme sıfatlarını birlikte almışsa hem nitelenmiş hem belirtilmiş olur.
            Şu pahalı araba sizin mi?

Her sıfat önündeki isimle bir sıfat tamlaması
oluşturur.
             güzel günler
             tatlı pasta

Konunun devamı için buraya tıklayınız.
Share:

HAKKIMDA

Merhabalar,

Türkçe, Türk Edebiyatı ve Dil ve Anlatım dersleriyle ilgili hazırladığım içerikten yararlanmanız dileğiyle.

İletişim formunu kullanarak ya da ozge.turkceci@gmail.com dan bana mesaj gönderebilirsiniz.

Kişisel bloguma  http://ozgesenblog.blogspot.com.tr/  adresinden ulaşabilirsiniz.

Sevgiler. :)

Share:

Betimleme Türleri

BETİMLEME TÜRLERİ 

Açıklayıcı / Sanatsal Betimleme


Açıklayıcı Betimleme 

– Açıklayıcı betimlemede amaç, okuyucuya bilgi
vermektir.
– Yazar, betimlediği varlığın kendi üzerinde bıraktığı
etkileri, izlenimleri, duyguları yansıtmaz.
– Yazarın amacı, betimlediği varlığı bir fotoğraf makinesi
tarafsızlığıyla aktarmaktır.
– Yazar, açıklayıcı betimlemede sanatsal bir söyleyişe
başvurmaz.
– Nesnel (objektif) bir anlatım söz konusudur.
– Betimlemesi yapılan varlığın tek bir özelliği öne
çıkarılmaz, varlık genel özellikleriyle ele alınır.
– Amacın bilginin nesnel bir şekilde aktarılması olduğu
yazılarda, örneğin ders kitaplarında, coğrafi
metinlerde, tarihi bir olayı anlatan metinlerde bu
tür betimlemeden yararlanılır. 

Sanatsal (İzlenimsel) Betimleme

– Bu tür betimlemede yazarın amacı betimlenen
varlığın kendisinde uyandırdığı duyguları aktarmak,
okuyucuya izlenim kazandırmaktır.
– Yazar, betimlediği varlığın kendisinde uyandırdığı
izlenimleri, duyguları anlatır.
– Anlatılanlar öznel bir şekilde aktarılır, kişisel yorumlara
yer verilir.
– Edebi (sanatsal) bir söyleyiş söz konusudur. Yazar,
edebi sanatlara başvurabilir.
– Yazar, bir varlığı betimlerken değişik duyu alanlarına
seslenen ayrıntılardan yararlanır. Betimlediği
varlığın belirli bir yönünü öne çıkarabilir.
– Roman, hikâye gibi kurmaca (sanatsal) metinlerde
bu tür betimleme kullanılır.
– Sanatsal betimleme, betimlemeyi kuru bir fotoğraf
olmaktan çıkarır. Varlıkların okuyucunun gözünde canlanmasını sağlar.
Share:

Betimleyici Anlatım

BETİMLEYİCİ ANLATIM  

Betimleme (tasvir etme), bir nesnenin görünüşünü
okuyanın zihninde canlandıracak şekilde anlatmayı
amaçlayan anlatım şeklidir.

Betimleme, sözcüklerle resim çizme olarak da tanımlanabilir.
Yazar, betimlediği varlığın kendisinde bıraktığı
izlenimleri okura aktararak onu okurun gözünde
görünür kılmaya çalışır. Betimleme yoluyla anlatılan
canlı ve cansız varlıklar, bu varlıkların içinde bulunduğu
olaylar, mekânlar, varlıkların hareketleri, duygu
ve düşünceleri okuyucunun zihninde canlanacak
şekilde anlatılır. Okuyucu veya dinleyici kendisine anlatılan
varlığı görüyormuş gibi hisseder.

Betimleme türleri için buraya bakınız.
Share:

TÜRKÇE DERSİ NASIL ÇALIŞILMALI


Türkçe dersi ile ilgili öneriler 

Merhaba, 

Hepimizin az çok sevdiği, okuduğu romanlar veya şiir kitapları ile kıyısından köşesinden bağlantı kurduğu bir ders Türkçe. Peki nasıl çalışılmalı ?

Öncelikle Türkçe derslerinde başarılı olabilmek için yorum gücünü geliştirmek şart. Düzenli kitap okuma alışkanlığıyla anlam sorularını ( sözcük, cümle veya paragraf ) rahatça yapabilirsiniz.

Bilinmeyen kelimeler için sözlüğe başvurmak hem kelime hazinesinin artmasına hem de kendinizi yazılı olarak da rahatça ifade edebilmenize olanak sağlar.

Yaygın olarak yapılan yazım yanlışlarını günlük yaşamınızda düzeltmeniz sınavlarda size kolaylık sağlamasının yanı sıra sizi Yazım Yanlışları gibi bir konudan da kurtaracaktır.

Dil bilgisi sorularında ise ezberden kaçınarak anlamaya çalışmak yararınızadır.

Başarılar ;)
Share:

Öyküleyici Anlatım

ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM 


Öyküleme, anlatmanın esas olduğu bir türdür. Tasarlanan ya da yaşanan olayların birbirine bağlı olarak anlatılmasına öyküleyici anlatım denir.

Öykülemede anlatılacak belli bir olay örgüsü ya da olay zinciri vardır. Anlatılmak istenenin merkezi, bu olaylardır.

Öyküleyici anlatımda ortak olan ögeler olay,kişi,zaman,mekan ve anlatıcıdır.

Bu ögeleri sırasıyla görelim:

1) Olay: Bir arada bulunmak zorunda olan en az
iki kişinin veya iki kişi yerine geçen kavram veya varlığın
bireysel farklılıklar sebebiyle karşı karşıya gelmesi
veya çatışması sonucu ortaya çıkan eyleme
olay denir. Olayların birbirine bağlanması olay örgüsünü
oluşturur. Öğretici metinlerde ise olay örgüsü
değil olay zinciri vardır.

2) Anlatıcı: Öyküleyici anlatımda olayları aktaran
kişiye anlatıcı denir.
• Sanatsal (edebi) metinlerde kurmaca olaylar işlendiğinden
bu tür metinlerde anlatıcı gerçek bir
kişi değil, kurmaca bir kişidir. Olaylar bu kişi tarafından
anlatılır.
• Öyküleyici anlatımın kullanıldığı öğretici metinlerde
ise anlatıcı gerçek bir kişidir. Örneğin bir gezi
yazısında anlatıcı, yazarın kendisidir.
• Edebi metinlerde anlatıcı I. tekil kişi (kahraman
anlatıcı) ya da III. tekil kişi (gözlemci anlatıcı) olabilir.
Yani anlatıcı ya olayları yaşayan, olayların
içinde yer alan bir kişi ya da olayların içinde yer
almayan, onları dışarıdan gözlemleyen bir kişidir.
Örneğin; " Pencereden baktığımda pırıl pırıl parlayan
güneşi gördüm, böyle günler bana mutluluk verirdi."
cümlesinde anlatıcı I. kişi, "Etrafı vapurdan inen
insanların kalabalığı sarmıştı, herkes telaşla yürüyordu." cümlesinde ise anlatıcı 3. kişidir.

3) Kişiler: Roman, öykü gibi öyküleyici anlatımla
oluşturulmuş metinlerde olayların içinde yer alan,
olayları yaşayan kişilere kahraman denir.
• Kişiler, olayların ortaya çıkmasını sağlayarak onlara
yön verir. Öykülemede olay, kişiler veya kişi
işlevini üstlenen diğer varlıklar arasındaki karşılaşma
veya çatışma sonucu ortaya çıkar. Olaylar,
kişilerin davranışlarına ve duygularına bağlı olarak
ortaya çıkar ve gelişir. Bu bakımdan olaylar
arasındaki bütünlük, öykülemenin insan ögesine
bağlıdır diyebiliriz.
• Öyküleyici anlatımda kişiler, insan veya insanı
simgeleyen başka varlıklar olabilir.
• Edebi metinlerdeki kişileri tip ve karakter olmak
üzere iki gruba ayırabiliriz.
Belli bir grubu temsil eden, onların genel ve çoğu
zaman ortak olan özelliklerini yansıtan kişiye tip denir.

Tipler, belli bir düşüncenin, insana özgü bir davranışın
sembolüdür. Bu bakımdan gerçek yaşamda karşılaşılan
kişilere benzemezler.
Belli bir grubun genel, klişe özelliklerini yansıtmayan;
kendine özgü bir mizacı, kişisel özellikleri olan kişilere
karakter denir. Karakter oluşmasında bireysel
ya da toplumsal nitelikler etkili olur. Karakter bu yönden
günlük yaşamdaki kişilere daha yakındır.
• Anlatılan olay içinde etkin rol oynayan birinci derecedeki kişiye
başkahraman (temel kişi, asıl kişi)
denir. Olaylar bu kişiler tarafından yönlendirilir
ve yazar anlatımını bu kişi etrafında oluşturur.
Zaman zaman ortaya çıkan, temel kişinin çevresinde
yer alan ikinci, üçüncü derecedeki kişilere ise
yardımcı kişi (yan kişi) denir.

4) Mekân: Öyküleyici anlatımda olayın oluştuğu, gerçekleştiği yere mekân denir. Mekân, anlatılanların
zihnimizde somut bir biçimde canlanmasını sağlar.
Olayın etkileyici bir biçimde okuyucuya anlatılması,
mekânın iyi bir şekilde yansıtılmış, betimlenmiş olmasına
bağlıdır.
Olayların geçtiği mekânın özelliklerini vermek anlatılanların
birbiriyle bütünleşmesini sağlar.
Ayrıca mekân, kişilerin duyguları, iç dünyalarını
da yansıtmada yardımcıdır.

5) Zaman: Öykülemede olaylar, belli bir zaman
dilimi içinde ortaya çıkar ve gelişir. Olayın gerçekleştiği
zaman ile anlatıldığı zaman birbirinden farklı olabilir.
Olayın yaşandığı an olayın oluş zamanıdır. Olayın
anlatıldığı zamana ise öyküleme zamanı denir.

Yazar, olayları olayların yaşandığı andan başlayarak
kronolojik bir sıra izleyerek anlatabilir. Yani başlangıcından
başlayarak olayların oluş sırasına göre bir zaman
izleyebilir. Ya da belli bir andan başlayarak geri
dönüşler yapma yoluna gidebilir.

Anlatımda bakış açıları için buraya tıklayınız.
Share:

Yasal Uyarı

Bu blogta yer alan içerikler -aksi belirtilmediği takdirde- üzerindeki 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu altında düzenlenen tüm maddi ve manevi haklar eser sahibi olan Özge Şen'e aittir. Söz konusu içerikler eser sahibinin izni olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, işlenemez, değiştirilemez veya başka internet sitelerinde ya da basılı veya görsel yayın yapan diğer mecralarda yayınlanamaz.

Copyright ©

Translate

Recent Posts

Definition List

Pages

Theme Support

MyFreeCopyright.com Registered & Protected